"İçinde öyle bir cümle olsun istiyorum ki, kitabı okuyan biri o cümleye geldiğinde kitabı birden kapatıp sımsıkı göğsüne bastırsın." *
Üzerine bir şeyler söylemeye çalışacağım kitapla aramda okuma süreci boyunca böyle bir ilişki gelişti. Bu benim demokratik eğitim anlayışına karşı hissettiğim saf romantizm sebebiyle ortaya çıkan bir şey değildi. Aksine bu kitap, tüm aksaklıkları ve engelleri okuyucusuna olanca açık yürekliliğiyle anlattığı için okuyucunun demokratik eğtime/okullara karşı duyduğu saf romantik tutumla yüzleşmesini de sağlıyor. Bunun yanında kitap inandığı yolda karşılaştığı sorunları aşarak ya da onları bir şekilde yöneterek bu yolu yürümekten geri durmayan eğitimcilerin hikâyelerini demokratik okul deneyimlerini odağa alarak anlatıyor. Okuma süresi boyunca kitaptan bunları ve burada ifade edemeyeceğim birçok şeyi öğrendiğim için girişte bahsettiğim durumu yaşadım. Kitabın içinde o cümlelerin yansıttığı öyle olay ve durumlar var ki sanırım onları okuduğunuz da siz de benzer durumu yaşarsınız.
Ortaklaşa bir çalışmanın ürünü olan kitabın editörlüğünü Michael W.Apple ve James A.Beane yapmış. Onlar hakkında bilgi vererek yazıyı gereksiz yere uzatmak istemiyorum. Kitap içinde ve İnternette onlarla ilgili yeterince bilgi mevcut. Sadece şunu söyleyebilirim: Michael W. Apple ve James A. Beane eleştirel pedagojinin gelişmesine ve demokratik okul yaklaşımının bugüne ulaşmasına farklı kademelerde çalışarak ve üreterek hizmet etmiş isimler
Michael W. Apple James A. Beane
ÇERÇEVEYİ ÇİZMEK
Kitap yedi bölümden oluşuyor. İki bölüm editörlere ait. Bunlar kitabın aynı zamanda açılış ve kapanış bölümleri. Açılış bölümünde "Demokratik Okullar Davası" başlığı altında editörler kitabın çerçevesini sunuyorlar. Ayrıca bu kısım “demokrasi” kavramının anlamına, demokratik okul tanımına, oluşturulacak eğitim programlarının taşıması gereken özelliklere ve öğretmenlerin bu yaklaşım içerisinde durdukları yere göz atıyor. Açılış bölümünü takip eden beş bölüm boyunca A.B.D.’nin farklı eyaletlerinde demokratik okul sürecini deneyimlemiş, nitelikleri açısından çeşitlilik gösteren okulların öğretmenleri ve farklı yaş gruplarından oluşan öğrencilerinin yaşantılarını okuyoruz.
FARKLI ÖRNEKLER
Her bölümde deneyimlerini paylaşan eğitim paydaşları demokratik okul felsefesini eksiksiz yansıtan durumları seçmeyi başarmış. Ayrıntılarda boğulmamak için ya demokratik okul kültürünü en iyi yansıtacaklarını düşündükleri bir çalışmalarını ya da genel olarak demokratik okul kültürünü oluştururken yaşadıklarını belirli başlıklar üzerinden anlatmışlar.
Fratney Okulu: Demokrasiye Doğru Bir Yolculuk’ta “beşinci sınıf öğretmeni Bob Peterson, ilerlemeci öğretmenler ve velilerden oluşan bir grubun-merkezi otoriteden gelen itiraz ve engellemelere rağmen- Milwaukee, Wisconsin’de çift yönlü iki dilli (two-way bilingual) bir okulu nasıl yaratıklarını”;
Cabrini Green’de Demokrasi ve Eğitim Programı’nda “Brain Schultz, Chicago Illinois’te öğretmenleri olduğu beşinci sınıf öğrencilerinin, devam etmeye zorlandıkları, yıkılmaya yüz tutmuş ve tehlikeli olan okul binasının yerine yeni bir bina için nasıl mücadele ettiklerini ,(…) ve Genç insanların gerçek anlamda demokratik olan bir projeye gönülden bağlı olduğunda ve buna çeşitli içerik ve becerileri kattıklarında neler olacağını “ ;
Durum Bizi Özel Kıldı’da “Madison-Wisconsin’de ortaokul öğretmeni Barbara L.Brodhagen, eğitim programı, kendileri ve dünya hakkında sahip oldukları soruları kullanan öğrenciler ve öğretmenler tarafından işbirliği içinde planlandığında nasıl bir demokratik öğrenme topluluğu oluştuğunu” ;
Atölyenin Ötesinde: Mesleki Eğitimi Yeniden Kurmak adlı bölümde “Cambridge-Massachusetts’deki Rindge Teknik Sanatlar Okulu’nda müdür Larry Rosenstock ile okulun akademik koordinatörü Adria Steinberg, bir okulun, akademik ve mesleki çalışmalar arasındaki geleneksel ikiliğin ötesine nasıl geçtiğini” ;
Central Park East Ortaöğretim Okulu: Zor Olan Gerçekleştirmektir adlı bölümde ise “Müdür yardımcıları Deborah Meier ve Paul Schwart, ABD’de muhtemelen en çok tanınan alternatif okulu” anlattı/lar.
Yukarıdaki paragrafı her bölümün açılış kısmına editörler tarafından yazılan kısa tanıtım metinlerinden derledim. Mümkün olduğunca bölümler hakkında nesnel ifadelerle bir şeyler söylemek böyle yazıları daha sağlıklı kılıyor. Aksi durumda benim dikkatimi çeken kısımlar üzerine bir tanıtım yazısı kurgulayacaktım. Bu da şişmiş ve belki de gereksiz bilgilerle dolmuş bir metnin ortaya çıkmasına sebep olacaktı.
SON SÖZ
Yazının girişinde de bahsettiğim gibi bu kitabı okurken satırların altını çizmekten ve sonra dönüp özeleştiri yapmaktan daha sık yaptığım bir şey olmadı. Çünkü kitap içerdiği örnek olaylar ve onlardan hareketle yaptığı tespitlerle okuyucuyu sık sık bir yüzleşemeye davet ediyor. İşte bu sebeple yine son sözü kitabın editörlerine bırakıyorum:
“ Anlatılan bu hikâyelerde açıkça ortaya çıkan gerçek, eğitimcilerin okullardaki günlük yaşamın “ olağan “ gerçeklerine yönelttikleri dikkattir. Bu hikâyeler bize, demokrasinin en güçlü anlamının cilalı politik söylemlerde değil, günlük yaşamların ayrıntılarında oluşturulduğunu hatırlatmaktadır. Bu okullarda insanlar, program geliştirmeyle, öğretimle, değerlendirmeyle ve okulların gerçekten işe yaramasını sağlamak için birlikte çalışmak zorunda olan öğrenci ve öğretmenlerin yaşamlarıyla ilgili gerçeklikleri ciddiye almaktadırlar. İnsanların bu tür meselelere gönülden bağlı olduklarını söylemek, açıkça bilinenin gereksiz bir tekrarı gibi görünebilir; ne de olsa aynı konular, neredeyse öğretmenler odasındaki hemen hemen her “ reform” konuşmasının bir parçasıdır. Bununla birlikte, bu eğitimciler hakkındaki çarpıcı şey, onların hepimizin içerisinde bulunduğu mali sıkıntılara, birçok eğitim sisteminin çoğu kez hantal olan bürokratik düzenlemelerine, öğrencilerinin yaşamalarında gerçek fark yaratacak eğitim yaşantılarının geliştirilmesini engellemek için okullara yöneltilmiş olan uçsuz bucaksız sosyal baskı ve taleplere razı olmayı reddetmiş olmalarıdır. Burada detaylandırılan bütün okulların davası budur.(…) Bu işle ilgilenen bütün eğitimciler “ellerini taşın altına koymuşlardır.” Onlar bu tür koşulları eylemsizlik için mazeret olarak değil, uğraşıp üstesinden gelinecek sorunlar olarak görmüşlerdir.”
Çünkü şunu çok iyi biliyorlar ki
“(...)felsefi açıklamalar, ancak gerçek okulların deneyimlerinin ışığı altında anlam kazanabilir(...)”
Sezer Demir
Demokratik Okullar /Güçlü Eğitimden Dersler
Kitabın özgün adı : Democratic Schools : Lessons in Powerful Education
Editörler: Michael W. Apple, James A. Beane
Çeviri: Mediha Sarı, 269 sayfa, Dipnot Yayınları, 2011.
* Barış Bıçakçı, Baharda Yine Geliriz
Comments