top of page
kum-ogretmeni-logo.png
  • Yazarın fotoğrafıSezer Demir

Kum Öğretmeni



Yazılarımı bir araya toplamak güzel bir fikirdi fakat yazılarımı toplayacağım siteye bir isim bulmak gerçekten zordu. Beni, meslek yaşantımı, okurluğumu yansıtan hem de farklı başlıklar altında toplayacağım yazılara bir üst başlık olabilecek bir isim bulmalıydım. Bu düşünceler içinde kıvranırken aslında aradığım şeyin gözümün önünde durduğunu biraz geç fark ettim. Uzun bir süredir Twitter'daki hesabımın “kişisel bilgiler” kısmında çok sevdiğim bir hikayenin adı olan (bir) “Kum Öğretmeni" yazdığını anımsadım. Aradığımı bulmuştum.


"Kum Öğretmeni" Platonov’un “Dönüş” adlı hikaye kitabının ilk öyküsü aslında. Bu öyküde Maria Nikiforovna adındaki genç bir öğretmenin çöle komşu bir köye atandıktan sonra yaşadıkları anlatılır. Öykünün sonunda Maria, uzun uğraşlar sonucu bayındır ettiği köyden, çöle komşu ve kötü durumdaki başka bir köye gönderilir. Bu sefer Maria’dan başka bir köyde aynı mücadeleyi tekrar vermesi istenir. “Kum Öğretmen”liği yazgısı olmuştur.


“Kum Öğretmeni”ni okuyalı neredeyse 10 yıl oldu. Sitenin isiminin “Kum Öğretmeni” olmasına karar vermeden önce aynı hikayeyi yine okudum. O hikayenin bana hala vereceği bir şeyler olduğunu bir kez daha gördüm çünkü "Kum Öğretmeni"nde hayat gibi bir şey var, yani hiç değişmeyen bir şey, bir döngü. Bir şekilde bir şeyler hızla değişirken bazı şeyler delirtici bir biçimde aynı kalıyor. Buna rağmen delirmiyoruz. Maria gibi, Sisifos gibi yaşamaya devam ediyoruz çünkü artık şunu görüyoruz: Bu bir kısır döngü değil. Hikayede dediği gibi "korkacak bir şey yok." çünkü çölün bir yerlerinde küçük de olsa ağaçlar yetiştiriyoruz. Ben yetiştirdiğim bu küçük ağaçların izlerini sizinle bu sitede yer alan başlıklarda paylaşıyorum.


Hoş geldiniz “sayın okurum”. Buyur geç, soluklan. Kumdan, çölden ve hayattan hala öğreneceğimiz çok şey var.

1 yorum
bottom of page